Korkular
“Korku, bazen ayaklarımıza kanat takar, bazen de ayaklarımızı yere çiviler.” Montaigne
Yukarıdaki sözlerin sahibi, Fransız ünlü düşünür Montaigne katılmamak mümkün değil. Korkularımız bizi bazen güdüleyerek harekete geçirir. Bazen de kendimizi çaresiz hissetmemize, kendimizi sınırlayarak, hareketlerimizi kısıtlamamıza neden olurlar. Korkunun tanımı ile ilgili olarak; TDK, Türk Dil Kurumu,isim ve ruh bilimi başlığında iki şekilde tanımlamıştır.Tanım içerisinde korkunun kişide yarattığı fiziksel değişimlere de yer verilmiştir.İsim: Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı, üzüntü (duygusal tepki) Ruh bilimi: Gerçek veya beklenen bir tehlike ile yoğun bir acı karşısında uyanan ve coşku, beniz sararması, ağız kuruması, kalp, solunum hızlanması vb. belirtileri olan veya daha karmaşık fizyolojik değişmelerle kendini gösteren duygu (duygusal tepki)
Sağlıklı korku nedir?
Beynin amigdala bölgesinin, tehlike anlarında verdiği savaş yada kaç tepkisi canlıların ayakta kalabilmelerini sağlayan doğal bir tepkidir. Burada korku ile ilgili olarak; kişi normale göre, aşırı bir alarm durumunda ise bu durum kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyerek işlevselliğini bozacak noktaya gelir. Bu duruma göre korkularımızı değerlendirmek gerekir.
Korkular Nasıl Oluşur?
Dünyaya gözlerimizi açtığımız andan itibaren, dört yaşına kadar içgüdüsel korkularımız olur. Burada korku yaratan şey yüksek sestir. Yüksek ses duyan bebek korkar ve sıçrayarak tepki verir. Bunun dışındakiler, öğrenilen korkulardır. Korkuları zamanlasosyalleşme sürecinde öğreniriz. Aslında korktuğumuz şeylerin çok azında gerçeklik payı vardır.Bir çok korkumuzun nedeni; birkez yaşanan olumsuz bir durumu genelleştirmemiz neticesinde oluşmuş korkular olabilir.
Korkunun türleri nelerdir?
Kişinin yaşam kalitesini etkileyecek düzeyde olan;patalojik korku olarak değerlendirilen durumlar fobi olarak tanımlanmaktadır. Korku sebebiyle kişi kendine yönelir ve korkularından dolayı kaçınma davranışları ortaya çıkar. Bu durum kişide işlevselliği bozacak bir noktaya ulaşabilir. Kişinin korkmaması gereken bir durum olduğunu bildiği halde; belirli bir nesne ya da belirli bir duruma yönelik korku geliştirmesidir. Psikolojide fobiler üç başlıkta değerlendirilmektedir. Agora fobi; aniden ortaya çıkan panik benzeri belirtilerin yaşanmasıdır. Yardım sağlanamayacağı ya da kaçamayacağını düşündüğü yerlerden kaçınmaya yönelik bir korku söz konusudur. Özgül fobiler; spesifik durumlara özgü korkulardır. Kedi korkusu, yükseklik korkusu, asansör korkusu v.b. korkuları içerir. Sosyal Fobi; Topluluk önünde konuşmak, bir etkinlikte bulunmak korku yaratır. Yeni bir sosyal çevre içerisinde bulunulduğunda aşağılanma ve ayıplanma korkusu yaşanır. Bundan dolayı kişi yeni sosyal çevrelerde bulunmaktan kaçınır. Korkuların başlangıç dönemi nedir?
Çocukluk ve yetişkinlik dönemlerinde korkular oluşabilmektedir. Patolojik korku olarak sınıflandırılan fobik korkuların başlangıcı; bireyin çocukluk dönemine denk gelmektedir. Ayrıca trafik kazası veya deprem gibi travmatik yaşam deneyimlerinden sonrada korkular başlayabilmektedir.
Korku ile Kaygı arasındaki fark nedir?
Bir korku varsa bu korkuya sebep olan bir neden ve kaynaktan da söz edilebilir.Fakat, bireyin yaşadığı anksiyete veya huzursuzluk halinde ise herhangi bir sebep veya belirli bir kaynak yoktur. Sadece kişide sebebi bilinmeyen psiko¬lojik bir gerginlik söz konusudur.
Terapi ile Fobiler (Korkular) tedavi edilebilir mi?
Fobik bozuklularda, EFT duygusal özgürleşme tekniği ve bilişsel-davranışçı psikoterapi yöntemleri ile de tedavide başarı oranı oldukça yüksektir.